بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ٤٠

Vay haline o gün, yalanlayanların.

– İbni Kesir

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى ظِلَٰلٍ وَعُيُونٍ ٤١

Muhakkak ki muttakiler, gölgeliklerde ve pınarlardadırlar.

– İbni Kesir

وَفَوَٰكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَ ٤٢

Ve canlarının istediğinden meyveler.

– İbni Kesir

كُلُواْ وَٱشْرَبُواْ هَنِيٓـًٔۢا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ٤٣

İşlediklerinize karşılık afiyetle yeyin, için.

– İbni Kesir

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ ٤٤

Şüphesiz ki Biz; ihsan edenleri böyle mükafatlandırırız.

– İbni Kesir

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ٤٥

Vay haline o gün, yalanlayanların.

– İbni Kesir

كُلُواْ وَتَمَتَّعُواْ قَلِيلًا إِنَّكُم مُّجْرِمُونَ ٤٦

Yeyin ve biraz eğlenin. Doğrusu sizler suçlularsınız.

– İbni Kesir

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ٤٧

Vay haline o gün, yalanlayanların.

– İbni Kesir

وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱرْكَعُواْ لَا يَرْكَعُونَ ٤٨

Onlara; rüku edin, denildiği zaman, rüku'a varmazlar.

– İbni Kesir

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ٤٩

Vay haline o gün, yalanlayanların.

– İbni Kesir

فَبِأَىِّ حَدِيثٍۭ بَعْدَهُۥ يُؤْمِنُونَ ٥٠

Bundan sonra artık hangi söze inanacaklar?

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu